31 Ağustos 2009 Pazartesi
YAZ BİTTİ MERHABA SONBAHAR...
Hayat koşuşturmaca geçiyor. Hala tatili bitiremedim. Aslında pek tatil sayılmaz. Sadece dinlenme diyelim. Zaten deniz anaları yüzünden yaklaşık 1 aydır denize giremiyoruz.
Yarı tatil yapıyorum yarı çalışma temposuna başladım. Biliyorsunuz okulların açılmasına az kaldı. O yüzden biz öğretmenler başladık çalışmalara.
Adana-Mersin arasında mekik dokuyorum. Adana hala sıcak, yaz bitmiyor buralarda. O yüzden ramazan çok zor geçiyor. Ama yazlıkta olduğum zamanlar daha rahatım. Orası serin çünkü.
Kitap okuma son hız devam. Şu an Stephenie Meyer'in Alacakaranlık kitabına başladım. 4 seri kitap. Vampirli kitaplar okuya okuya rüyalarıma girmeye başladılar :)
Bundan öncede P.C Cast ve Kristin Cast'in vampir serisini okudum.
İşaret, İhanet, Seçilmiş. Serinin devamı var ama Eylül'de piyasaya çıkacakmış.
Şu sıralar hayatımda pek fazla değişiklik yok anlayacağınız. Şikayetçi değilim. Bir önceki yazımdada yazdığım gibi akışına bıraktım zamanı,hayatı, herşeyi...
Şimdilik benden bu kadar. Kendinize iyi bakın.
SEVGİYLE KALIN...
9 Ağustos 2009 Pazar
BEN GELDİM... AMA GİDİYORUM :)
Yine büyüdük bir yaş. Yeni yaşım neler getirecek bakalım bana. Canım ablam doğumgünü akşamımda pastayla geldi. Benim babamla doğumgünüm aynı gün tesadüf. Güzel ailecek küçük bir kutlama yaptık. Ardından arkadaşlarımla kutladık. Sahilde mehtap manzarasından güzel sohbetler ettik, güldük, eğlendik.
Bu aralar biraz karışık kafam yine. Beni üzen kişilerin pişmanlığı, özürleri, yeniden dönmek istemesi, ne olur aşka devam edelim demesi kafamı karıştırdı. Nasıl güvenir ki insan yeniden... Herşeye karar verip sırtını dönmüşken. Kafamda binlerce soru var cevaplayamadığım. Akışına bıraktım zamanı öylece yaşıyorum işte.
Haftaya cumartesi canım arkadaşımın nişanı var. İş yerinden en yakın arkadaşım, aynı zamanda tesadüf yazlıktada yan sitede oturması hergün görüşmemizi sağlıyor. Nişanı yazlıkta evde olacak. O yüzden dün cicimi cici bir elbise aldım :)) Heryerde giyebileceğim, şık, sade, şirin bir elbise.
Bol bol kitap okuyorum demiştim yazlıkta. V.C Andrews'in Çatı serisinden sonra,
Canan Tan 'En Son Yürekler Ölür' bitti.
Bundan sonrada Boleyn Kızını okuyacağım.
Sonrada sırada Stephenie Meyer'in kitap serisi var. Aldım kitaplığımda bekliyorlar.
Alacakaranlık, Yeni ay,
Tutulma, Şafak vakti.
Birde seri dışında yeni bir kitap çıkarmış Stephenie Meyer .
Göçebe'yi aldım.
Kitap okumayı çok seviyorum ne yapalım :))
Şimdilik benden bu kadar. BENİ ÖZLEYİNNN :)
KENDİNİZE İYİ BAKIN.
SEVGİYLE KALIN...
8 Ağustos 2009 Cumartesi
MİM...
Cesaret Nedir?
Cesaret. Hayattan korkamamak mı? Yaşayabilmek mi doyasıya? Yaşamaktan nefes almaktan, Seni Seviyorum demekten, Seni Özledim demekten, bir köpeğin başını okşamaktan, bir çocuğa gülümsemekten korkmamak mıdır cesaret.
Çılgınlık yapmak mı? Hayatımızı riske atacağımız sporlar yapmak mı? Yağmur altında ıslanacağımızı düşünmeden yürümek mi. Karların içinde aman hasta olurum diye düşünmeden uzanıp karın keyfini çıkarmak mı?
Başkaları ne der. Bana nasıl yorum yaparlar diye düşünmeden istediğimiz kıyafeti giyebilmek midir cesaret. Acaba pişman olur muyum diye düşünmeden içimizden geçeni söyleyebilmek, içimizden geldiği gibi duygularımızı ifade etmek midir cesaret.
Bize esir eden duygular ve insanlara karşı çıkıp ses yükseltmek midir cesaret. Yoksa ses çıkarmadan olayları akışında yaşamak ve bütün bunlara karşılık ayakta kalabilmek midir?
Haksızlıklara karşı sesini yükseltmemek midir? İlla bu şekilde olacak diye ısrar eden topluma sesini yükseltip, Hayır doğru olan budur deyip doğruyu gösterebilmek midir cesaret.
Zarar göreceğini bile, bile güçsüzün yanında olabilmek midir? Arkamızda kimsenin durmayacağını bilsek bile güçsünüzün arkasında durabilmek midir? Kendimizden başkalarının çıkarları için savaşabilmek midir?
Sevmeyi bilmek midir? Güvenmeyi öğrenmeye çalışmak mıdır? Nedir cesaret korkularımızı yenmeyi öğrenmek mi. Korkuyorum ben aslında diyebilmek mi? Asla ağlamam, başkaları benim ağladığımı görmemeli derken insanların yanında gözyaşlarını akıtabilmek mi yoksa cesaret.
Artık hayat bitsin, yaşam burada kalsın dediğimiz anda çaresizlikle birleştirilen ve intihara sürükleyen bir olgumudur.
Kimler cesaretlidir?
Âşık olan cesaretli olur mu?
Aşkı uğruna her şeyini özsaygısını, sevdiklerini, gururunu, el âlem ne der kaygılarını yitirmeyi göze alır mı cesur olan insan.
Cesaret bence,
Bir şeyi yapma gereği hissedersin mantığın ve duygun karşı karşıya gelir ve sonuç olarak yapmaman gerektiğini söyler hislerin. İşte o an yapmaman gerekeni yaparsın, ne mantık ne duygular düşünülür. Cesaret ikisini de geride bırakır mantığı da duyguyu da cesaret daha ağır basar.
Yani Cesaret,
Hem mantığınla hareket etme isteği, hem duygularını yaşama aşkı, hem de hem mantığının hem de duyguların gaza getirip yapmayacağım asla yapmam dediklerimizi bir çırpıda yapıvermemizdir.
Bunu herkes yapamaz, yani herkes cesur olamaz.
Herkes cesurum der. Ben korkmam der ama herkes mantığıyla hareket edip duygularının aşkıyla yaşamak ister. İkisini birden umursamayıp körü körüne boşluğa atlamaya cesaret edemez kimse.
Cesur olmayan kimse cesaret edemez güçsüzün arkasında durmaya, korkar haksızlık karşında sesini yükseltmeye, Duygularını dile getirmeye, ağlamaya, gülmeye korkar. Seni Seviyorum demekten korkar. Ben korkuyorum demekten korkar. Hem mantığını, hem de duygularını yaşamaktan korkar.
Cesur olmayan bir insan cesur olamaz.
William Churchill
- Muhabbet Çiçeği
- Çoğu zaman duygusal, bir o kadar neşeli. . Hep umut dolu , sevgi dolu. Mutluluğun paylaşmaktan geldiğine inanan tomurcuk bir çiçek :)