30 Eylül 2009 Çarşamba

OFFSHORE ŞAMPİYONASI- ADANA

Herkese hafta ortasından merhabalar. Dilerim hepinizin haftası iyi geçiyordur. Benim biraz yoğun ama güzel geçiyor. Hafta sonu iyi eğlendim.

Adana'da Offshore şampiyonası vardı, Seyhan gölünde. Çok güzel bir yarıştı. Havanın çok güzel olması avantajdı zaten. Sizler için birsürü resimler çektim. Bunların arasında Adana'yı boydan boya çevreleyen Seyhan gölümüzün manzaralarıda var tabi...







Yarışlar Show Tv de cumarteside pazarda canlı yayınlandı. Belki izleyeniniz olmuştur. Kalabalık bir arkadaş grubuyla gittik. Yaklaşık 10 kişi vardı sanırım. Çok eğlendik.

Yeni iş yerimi sevdim. Ama ders programım biraz tutarsız hazırlanmış. Onuda ayarlayacaklarını söylediler bakalım bekliyoruz. Ama iş arkadaşlarım çok sıcak kanlı, tatlı insanlar. Genç öğretmen kadrosuyla bomba gibi girdik yeni öğretim yılına.

Sabahları dersim yok, hergün öğlen başlıyor dersim. Bende o yüzden sabahları KPSS çalışıp öğlen işe gidiyorum.

Bıktım şu KPSS den yaa. Devlete atayın bizi yaa artık yeterrrr...
İsyanımızı duyan yok o yüzden şimdi ders çalışma zamanı :))

Herkese iyi bir hafta diliyorum.

SEVGİYLE VE MUTLU KALIN OLURMU...

27 Eylül 2009 Pazar

RUH EŞİ...


İnsanların çift yaratıldığına ve doğumumuzdan itibaren diğer yarımızı aradığımıza inanırmısın ? Kac kişi gerçek aşkını bulur dersin ?

Eşine, sevgiline, ya da sevgili olmaya can atacağınız o kişiye bak; o senin gerçekten ruh eşin mi yoksa sadece tipi, çevresi ya da cebi mi seni ilgilendiriyor?

Nasıl anlarız beraber olduğumuz kişi, gerçekten bizim diğer yarımız mı ?

Durup düşünün bir kez ; üzgünseniz o da sizinle üzülür mü; sevinçli haberinizi ilk kimle paylaşırsınız; ağlamak için en iyi omuz onun ki midir; sınırlı bütçeniz de olsa en iyi yılbaşı hediyenizi ona mı alırsınız; hiç makyaj yapmadığınız halde, ondan telefon gelince, ilk elinize aldığınız rimeliniz mi olur;

Spora vakit ayıramam deyip, 'Canım, göbeğin mi çıkmış? ' dediğinde, ilk koştuğunuz yer, köşedeki spor salonumudur?

Onunlayken yağmur daha romantik, güneş daha mı sıcaktır?

Ve gerçekten yürekten sevdiğin, 'Seni Seviyorum' deyişinde içini ısıtan ses onun sesi midir? Hiçbir zaman azla yetinmemek gerekir bu fani dünyada.

Gülüşünü sevmiyorum ama beraberim, espirileri komik değil ama yalnız kalmayayım, giyinişi ne kadar da kötü ama yine de yanımda biri olsun... dememeli insan.

O kolaya kaçmak olur, hazırı kabul edip yaşamak.

Her zaman, bu son olsun diye başlanır ama bazen şans gülmez yüzümüze, ayrılık olur yolun sonu gelir.

Ya da bazen, insan zorlar kendini ayrılmamaya, azla yetinmeye, sevmeyerek sadece yalnız kalmamak için katlanmaya, zor gelir yeniden aramak, yeniden tanımak, yeniden süslenip çıkmak...

Ne kadar çok arasak da, her defasında 'Bir daha tövbe' desek de, bıkmamak gerek, ümidi kaybetmemek, hep aynı heyecan ve aynı iyi dileklerle çıkmak gerek yola.

Çünkü bulduğunda diğer yarını, hayat daha güzel, daha yaşanası, gökyüzü daha mavi, yıldızlar daha parlak... Düşün bir kez, sorunlar paylaşılınca azalıyor, ama sevgi ve mutluluk paylaşınca daha da artıyor, kahkahalar daha uzun, gözyaşları daha az sürüyor.

VE onun gözlerine baktığınızda, sizi camdan bir kafeste taşımak istediğini, elinizi kestiğinizde bile onun içinin kanadığını, sitemlerin bile onun küçücük kalbini dağladığını, her gülüşünüzde yeniden nefes aldığını bilmek, tüm arayışların en mutlu ve en huzurlu ödülü oluyor...

23 Eylül 2009 Çarşamba

BEN ARTIK DÖNDÜMM :))


Merhabalar, ben artık döndüm. Tatil bitti. Yarın iş başı yapıyorum. Yaz sezonunu dün kapattım artık. Öncelikle herkesin geçmiş bayramını kutluyorum.

Bayramı yazlık evde geçirdik ailecek. Bol bol dinlendim aslında. Bayramın ilk 2 günü hava şartları pek iyi sayılmazdı . Aslında en sevdiğim manzaradır yağmur ve denizi bir arada görmek. Biryandan gökgürültüsü, gündüz vakti kararan hava ve ben uzanmış kitap okuyorum, ya da tv karşısında uzanmış, hafiften üşüdüğüm için üzerimi örtmüş yatıyorum. İlk 2 gün yaptıklarım hep buydu. Tabı bayram gezmeleride yaptım bunlar dışında.Mesela bol çikolata yedim :) Süperdiiii :))

3. gün hava çok güzeldi. Birgün önce sıkı sıkı eşofmanlar giyerken ertesi gün denize girmenin keyfi nerede yaşanabilir. Evet sezonu son kez denize girerek kapattım. Deniz o kadar güzel, o kadar temizdi ki yüzmeye doyamadım. Yaklaşık 1-1,5 saat kadar yüzdüm. Deniz çok ılıktı. Ama denizden çıkınca havluya nasıl sarıldım anlatamam :)) Üşüdüm tabi doğal olarak.

Böylece bir yaz sezonunu daha kapatmış bulunuyoruz. Darısı her seneye diyelim. Bu yıl okulların geç açılmasından dolayı biz öğretmenlerin tatili uzadı tabi. Ne yapalım canım benim suçum değil :))

Bol bol kitap okumaya devam tabi. Yaklaşık bu yaz sezonu 2 ayda 10-15 arası kitap bitirdim sanırım. Ve o kadar daha sırada bekleyen kitap var ki anlatamam. Ama tatil bittiğine göre artık çok fazla zaman ayıramayacağım sanırım kitap okumaya. Ancak hergece mutlaka uyumadan okurum. Yoksa uyuyamıyorum.

Şuan Alacakaranlık serisinin 'Tutulma' kitabını okuyorum. Stephenie Meyer'in kitabı. 'Alacakaranlık' ilk kitabıydı. Okuduktan sonra filminide izledim hemen.



Kitap daha güzeldi. Filmle kıyaslayınca. 'Yeni Ay' 2. kitabı. O da bitti. Onunda filmi 20 Kasımda vizyona girecekmiş.


Vampirlerle ve kurt adamlarla bir hayat nasıl geçer bilemiyorum :) Ama çok sürükleyici kitaplar Tavsiye ederim. Son ve 4. kitabıda 'Şafak Vakti'.

Yarın yeni iş yerime başlıyorum. Umarım iyi bir gün geçer. Şimdilik benden bu kadar. Sanırım çok yazdım :)

SEVGİYLE KALIN HEPİNİZ...

16 Eylül 2009 Çarşamba

HAVADİSLER...

Merhabalar, ben bu aralar bir görünüp bir kayboluyorum değil mi. Ama bayramdan sonra hep burdayım artık. Bayramıda Mersin'de geçireceğiz. Sıkıldım gel gitlerden aslında. Ama az kaldı. Adana serinledi neyse ki. Ama sadece geceleri serin. Gündüz hala yanıyoruzzz...

Yeni bir Etütle anlaştım. Bayramdan hemen sonra yeni iş yerine başlıyorum. Umarım eski iş yerim gibi severim. Yeni iş yerimdeki insanlarda sıcak kanlı gibi görünüyorlar. Şartlar fena sayılmaz. Yarım gün çalışacağım. Diğer yarım günde ders çalışmayı düşünüyorum. Bu yıl devlete öğretmen olarak atandım atandım. Yoksa pes edeceğim.

Almanya'dan kuzenim geldi. Onunla geziyoruz şuaralar sık sık. Dün iftara yemeğe çıktık beraber. Kendisi 1.90 boyunda yakışıklımı yakışıklı bir delikanlıdır :) Kızların bakışlarını göreceksiniz. Bana kötü kötü kuzenime hayran hayran bakıyorlardı. Yaaa o benim kuzenim yaa bana neden öyle kötü bakıyorsunuz kiii :)

En son yazımda yazdığım gibi kararsızlık çemberinden henüz kurtulamadım maalesef. Bakalım neler olacak...

Bugün yeni iş yerim için evrak hazırlamam gerekecek. Çok sıkıcı bu işler. Akşama da bir arkadaşımın çocuğunun yaş günü kutlamasına gideceğim. Dün şirin mi şirin bir hediye aldım. Bebek kıyafetlerine bayılıyorum yaa. Çok güzeller miniminnacık.

Şimdilik benden bu kadar canlarım.

KENDİNİZE İYİ BAKIN...

SEVGİYLE KALIN...

ŞİMDİDEN İYİ BAYRAMLAR HEPİNİZE...

2 Eylül 2009 Çarşamba

KARARSIZLIK...

Karasızlık...

İnsanın içine düşebileceği en hırçın deniz...

Dalgalar o kadar büyük ve etkili ki o deniz de...

Bir türlü suyun yüzünde kalamazsın...

Ne yüzeyde kalıp yaşayabilirsin ne dibe batıp ölebilirsin...

Ne yapacağını bilmez bi vaziyette sürüklenirsin...

O güçlü dalgalar seni nereye götürürse...

Şansın varsa bir süre sonra şafakla birlikte deniz sakinleşir ve doğru sahile vurur baygın bir vaziyette...

Ve uyandığında yalnızsan daha çekecek çok acın var demektir...