23 Nisan 2009 Perşembe

23 NİSAN...

http://www.zagnospasa.k12.tr/yaziresim/23nisan.gif

Merhabalar, tüm çocukların bayramını kutluyorum öncelikli olarak. Bugün tatilim ve evde dinlenmeye karar verdim.

Biz etütte kutlamalarımızı dün yaptık. Çocuklar çok eğlendiler.

Biz öğretmenlerde yarışmalara katıldık. Çocukların yarışmaları bitince kurum müdürümüz hadi bakalım şimdi öğretmenler yarışacak dediler. Süpriz oldu. Yarışmanın adı balon patlatma yarışması. Tüm öğretmenler ve kurucular bahis yaptılar. Kilolu hocaları seçtiler hep :)) Benden ümitleri yoktu :)
Ama yanıldılar. Yarışmada belli bir yere kadar balonla koşuyorsun sonra üzerine oturup patlatıyorsun. Geri dönüp balon alıp yeniden koşup 5-6 m ilerde patlatıyorsun. Toplam 3 balonu kim daha çabuk sürede patlatıp geri dönerse kazanıyor.
Veee kazanan kim dersiniz. Tabi ki ben :)) Hiç şansı yoktu diğer öğretmenlerin. Onlar balonların üzerinde patlatmak için zıplarken ben daha oturur oturmaz tırnaklarım sayesinde kazandım :)) Her ne kadar şike var bu işte dedilerse de ben tırnaklarımı inanın batırmadan patlıyordu balonlar. Çünkü çok şişirmişler ve haliyle çok incelmişti :)
Şikeyi kabul etmiyorum tabi :)

Komik bir anı oldu bu da bana. Çok eğlendik.

Koca bir kışı geride bıraktık.Adana'nın sıcakları başladı. Bu hafta çok sıcak geçiyor. Ama bugün hava bulutlandı sanırım yağmur geliyor. İnşallah yağar yağmur biraz serinleriz. Baharı pek yaşayamadan sanırım hemen yaz gelecek.

Şimdilik benden bu kadar.
KENDİNİZE İYİ BAKIN VE SEVGİYLE KALIN :))

19 Nisan 2009 Pazar

SEVDA SOĞUK ŞEHİR...

http://img.blogcu.com/uploads/zehraatasoy_b-94903-sahilde_beraber.jpg


Hayat film karesi gibi gözler önünde
Beni boşver kendine söz ver
Aklımdan geçen onca kelimenin unutulmaz değerlerinden
Bir tanesi benimle sonsuza , yaşananlar aklımda
Tüm karanlıklar açılır ışıklara bu güneşimi sakla

Yine dolu kalbim özlemle
Bir garip hasret yanıyor yüreğimde
Gözlerim ıslak yine aynı perde aynı yerde
Kapılıp gitmiştik aşk selinde ...

Yaktığın kalp senin değil gözlerimi çektim ben yetmedi sildim..
Sıradışı bir çok cümlemden kaç darbe alıp devrilmedin ?
Bükülmez bilekleri kestim , söyle neden böyle bu halim ?

Soğuk şehir bedenimi hapset , yardım dolu kapalı bu lanet ..
Bir gül , bir söz , bir bakış yeter beni yakmaya
Her gün yollar kapanır içimdeki tüm çocuklara

Senden beklediğim tek şey mutluluğunu görebilmektir
Özlediğin bir çok şeyin yanılgılarını görüp özletmektir
Seninle ayrı olsam da , hayalin ilk günkü gibi yanımda
Sözlerim yetmez bu aşka , seninle yaşlanmak başka
Benzemez bu hayata...

Yaktığın kalp senin değil gözlerimi çektim ben yetmedi sildim..
Sıradışı bir çok cümlemden kaç darbe alıp devrilmedin ?
Bükülmez bilekleri kestim , söyle neden böyle bu halim ?

Soğuk şehir bedenimi hapset , yardım dolu kapalı bu lanet ..
Göz pınarlarım kurumaya mahkum
Göğsünün içinde hapsoldum
Prangalar bileklerimde , müebbetim gözlerimde yazık ..
Söylediğin bunca şey varken yazamadım yaşattığını

Senin olmadığın bir yerde yaşama hakkımıysa elimden aldın ..
Kelimelerimle anlatsam tekrar , sana sarılıp uyusam
Kollarında hayaller kursam gözlerine doya doya baksam ..
Seninle yaşasam ...

Yaktığın kalp senin değil gözlerimi çektim ben yetmedi sildim..
Sıradışı bir çok cümlemden kaç darbe alıp devrilmedin ?
Bükülmez bilekleri kestim , söyle neden böyle bu halim ?
Soğuk şehir bedenimi hapset , yardım dolu kapalı bu lanet ...

KADİM- SEVDA SOĞUK ŞEHİR

18 Nisan 2009 Cumartesi

BİR HAFTA ARADAN SONRA...

Merhabalar, 1 haftadır blogumunla pek ilgilenemediğimin farkındayım.
Anneannem bize geldi pazartesi günü. Hasret gideriyoruz anlayacağınız. Geçen akşam böyle tv izlerken omuzuna yattım anneannemin. Oda böyle sarıldı bana. Öyle yasla başını omuzuma dedi. Sonra öptü saçlarımdan kokladı. Çok duygulandım. Öylece uyumuşum azda olsa.

İş yerinde yazılılar haftası olduğu için oldukça yoğunum. Önümüzde ki haftadan sonra biraz nefes alırız sanırım.
22 Nisanda etütümüzde öğrenciler için eğlenceler düzenliyoruz. Sınıfların hepsinde yarışma düzenlenecek. Benim büyük sınıflara çuvalla koşu yarışması ve kaşıkla yumurta taşıma yarışması. O anki hallerini düşünemiyorum. Küçük sınıfların yarışmaları dahada komik olacak sanırım. Hepsinin resimlerini çekip yayınlayacağım sizlere.
Haftaya nöbetçiyim iş yerinde. Anlayacağınız çok yoğun geçecek bu haftamda ama 23 Nisanın iş yerinin tatil olması ne güzel :))

İş yerinde kankam dediğim kişilerin gerçekten başka yüzleri olduğunu gördüm. Eskisi gibi değil hiçbirşey. Bazen anlam veremiyorum, üzülüyorum ama sonradan boşver diyorum. Birkez daha insanlara güvenmekte hata yaptın o kadar diyorum. Bu sana ders olsun ama son defa.
Aslında kendimi kandırdığımı biliyorum. Son defa olmayacağı konusunda. Ama ne yapayım sanırım ben herkesi kendim gibi zannediyorum sonrada hayal kırıklığına uğruyorum.

Aslında hergün yazacak o kadar şey birikiyor ki sizlere sonradan uçup gidiyor beynimden.

Ertelenen günlere bu sefer az kaldı inşallah. Herşeyin çok güzel olmasını diliyorum. Çok heyecanlıyım :) Zaman kısıtlıda olsa bu süreyi çok iyi değerlendirmemiz lazım. Bunun için sürekli plan yapıyoruz. Nerelere gitmeli, neler yapmalı diye...

Şimdilik benden bu kadar. Birazdan derse gitmem gerekiyor. Herkese iyi bir hafta sonu diliyorum.
SEVGİYLE VE HEP UMUT DOLU KALIN...

12 Nisan 2009 Pazar

MİM 'Evimin En Sevdiğim Köşesi''

Merhabalar, bugünlerde blogumu çok ihmal ettiğimin farkındayım. Ama çok yoğun oluyorum. Eve daha geç geliyorum artık. Öğrencilerimin sınavı yaklaşınca dersler ağırlaştı. Akşamda inanın pc başında olsamda başka şeylerden bazen hiç fırsat bulamıyorum.

Sevgili arkadaşımız Dolunay beni mimlemiş. Evinizin en sevdiğiniz köşesi neresi diye.


Bu son 6 aydır evde en fazla vakit geçirdiğim yer odam ve bilgisayar masam :)
Malum uzaklarda hasret çekilenler olunca ee birde tek iletişim internet olunca mecbur kalkamıyorsunuz pc başından :)) Çayım yada kahvemle en fazla vakit geçirdiğim bilgisayar masam...


Birde en sevdiğim yer odamda pencere kenarında olan yatağım. Kışın gündüz vakti yatağıma vuran güneş ışığında kitap okumak en sevdiğim şeylerden biridir. Sıcacık oluyor güneş içinde odam. Ama yazın bir o kadar kaçarım odamdan.
Şimdi televizyonu açtım 'Altın Kızlar' diye bir dizi başlamış yeni. Fatma Girik, Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit oynuyor. Hepsini birden bir filmde görmek ne güzel. Nasıl bir dizi bilmiyorum ama komik bir diziymiş sanırım. İzleyelim görelim.
Şimdi uzanıp Tv izleme zamanı :)
Yarın malum iş başı. Yorucu bir hafta bekliyor bizi.
Herkese İYİ HAFTALAR DİLİYORUM.

SEVGİYLE VE MUTLU KALIN...

7 Nisan 2009 Salı

BEN ÇOCUKKEN ''MİM''

Merhabalar, yine güzel bir konuda mimlenmişim. Canım arkadaşım Aylin mimlemiş beni. Bu mim sayesinde çok çok eski yıllara döndüm.

1.Çocukken .......... kaçırdım. Ben doğmadan ölen,hiç tanımadığım ablamı görmeyi kaçırdım. Çok isterdim onu tanımayı. Ama diğer canım ablamı çok seviyorum. Hayattaki en iyi arkadaşım ablamdır. Seni çok seviyorum ablacım.

2.Çocukken........yoksundum. Et yemekten yoksundum. Çünkü yutamazdım :))) Babam şaşırırdı neler neler alırdı et çeşidi olarak ama yok ben yutamazdım. Tek yutabildiğim etten sert olan taşlıktı :))

3.Çocukken ........ yaralanmış olabilirim. Çok sık düşerdim ve bu yüzden dizimden çok yaralanmış olabilirim. Tazı gibi koşardım :))

4.Çocukken ........ olmayı hayal ederdim. Çocukken şarkıcı olmayı hayal ederdim. Sık sık şarkı söyler sesimi kasete çekerdim :))

5.Çocukken ....... isterdim. Çocukken biran önce büyümeyi çok isterdim. Ama büyümekte hiçbirşey yokmuş anladım. Yeniden çocuk olsam keşkee...

6.Evimizde asla yeterli ....... olmadı. Çok şükür ki çocukluğumda hiçbirşeyden yoksun değildim. Asla yeterli olmayan hiçbirşey olmadı.

7.Çocukken daha fazla .......... ihtiyaç duyardım. Çocukkende şimdi ihtiyaç duyduğum kadar her konuda aileme ihtiyaç duyardım. Hep yanımdalardı. Onları çok seviyorum.

8.Bir daha asla ........... göremeyeceğim için üzgünüm. Ben ilkokuldayken dedemi kaybettik. Nur içinde yat dedecim. Pek sevgi göstermezdi bizlere sert bir karakteri vardı. Ama yine de çoks everdim onu. Onu birdaha göremeyeceğim için üzgünüm.

9.Yıllar boyunca ......... merak ettim. Ablam küçükken beni hep kandırırdı. Benim gizli güçlerim var diye. Bu görünmeyen gücünün adıda vili idi :)) Onu çok merak ederdim. :)) Hala ablamla birlikte hatırlar güleriz.

10. .......... kaybımdan dolayı hep kendimi suçladım. Geçmişte yaşadığım 6 yıl kaybım için hep kendimi suçladım hala da suçluyorum. Belki çocuk değildim o zaman ama çocukluk etmişim.

Bende canım arkadaşım Sude ve Buse'nin annesini mimliyorum. Kolay gelsin canım. Sende dön o yıllara bakalım...
SEVGİYLE KALIN...

3 Nisan 2009 Cuma

MADDELER HALİNDE BEN ''MİM''

Sevgili arkadaşım Ferzan beni mimlemiş. Demişki ''MADDELER HALİNDE KENDİNİZİ ANLATIN''..

1-) Çok duygusalımdır. Birazda sulu gözlüyüm :))

2-) Biraz fazla iyi niyetli ve bu yüzden üzülen ve hala iyi niyetten vazgeçmeyen biriyim.

3-) İçimdeki çocuk ruhunu yaşatıyorum hala. 28 yaşındayım ama bazen çocuk ruhuna sığınmak hoşuma gider.Bıcır bıcırım.
Bazende çok fazla ağır başlıyımdır :)

4-) Evcimen olduğum kadar gezmeyide çok severim.

5-) Mesleğimi çok seviyorum. Haliyle çocuklarıda çok seviyorum.

6-) Aileme çok bağlıyım. Onlarsız bir hayat düşünemem. Onlar benim herşeyim.

7-) Kitaplarım, bilgisayarım benim için çok önemlidir.

8-) En sevdiğim spor yüzmektir.

9-) Çok zor sinirlenirim ama sinirlendiğimdede tam sinirlenirim. Sinirlenince çok konuşurum :)

10-) Biraz fazla titizim, çok romantik, asla mızmızlığı sevmeyen biriyim.

Sanırım bu 10 madde yeterli.
Bende canım arkadaşım Aylin'i mimliyorum.
SEVGİYLE KALIN...

1 Nisan 2009 Çarşamba

1 NİSAN

Adana'da bu seçim işlerinden bunaldım. Sürekli itirazlar yeniden yapılan sayımlardan bunaldık tüm Adana halkı.
Benim iş yerimimin karşı binası oyların sayıldığı merkez okul. Tüm oylar o okulda sayılıyor. Okul kapısı ile benim iş yerimin bahçe kapısıyla arası ancak 3-4 m. Kaç gündür sayımlara yapılan itirazlar şu bu derken iş yerinin kapısından girmek mümkün değil siyasetçiler, gazeteciler,televizyoncular ve halk yüzünden. İş yerinin önü çevik kuvvet polisleri ile dolu. Böyle olunca öğrencilerimizi bahçeye bile indirmeye çekiniyoruz. Sanırım bu belirsizlik hafta sonuna kadar sürecekmiş.

Adana'da çok sıcak bir gün yaşadık bu gün. Güneş öyle yakıcı ki bunaldım sıcaktan.

Biliyorsunuz ki dün moralim kötüydü. Düne göre bugün daha iyiyim. Her nekadar kavuşma umudumuz çok az ertelendiysede birbirimize desteğimiz ve sevgimizle biraz daha toparlandım.

İş yerinde herkes kendisini patron sanıyor bugünlerde. Temizlik görevlimizden aşçıya kadar. Tüm öğretmenler gergin. Yok efendim ne çok bardak kirletiyormuş öğretmenler, 10 dk erken çıkmış öğretmen hemen müdüre ispiyonlamalar falan. Cumartesi nöbetçiydim iş yerinde 10 dk erken çıktım. Anlayacağınız beni ispiyonlamışlar.
Bende bu sinirle müdürün odasına gittim. Hak verdi bana. Herkes görevini yapsın başka diyeceğim birşey yok dedim.

Haksızmıyım ama yani dimi :)

Bugün 1 Nisandı. Öğrenciler bayağı güldürdü beni şakalarıyla. Bende onlara bir şaka yaptım bugün işi bırakıyorum diye. İnandılar ağladılar :)
Kıyamadım gerçeği söyledim hemen. Ne çok seviyorlarmış meğer :)

Şimdilik bu kadar benden. Sevgiyle kalın hepiniz...