21 Nisan 2010 Çarşamba

HAYATIM SENİNLE ANLAM BULDU...

Şehrine geldiğim gün yüreğimde bir festival havası esiyordu,
İçimdeki çocuktan kahkaha sesleri yükseliyordu...
Onca zaman hayaline dalan gözlerim,
Gözlerinin karşısında heyecandan donuvermişti...
Elimi tutup sıkıca kavradığın heran yüreğim titriyordu!
Sevdamızın mesafelere yenik düşmemesinin gururuyla kenetlenmişti ellerimiz...
Beraberken varlığının verdiği mutluluktan birşey düşünemezken,
sana dokunabilmenin huzuruna dalmışken
Hasretin son bulduğu o eşsiz dakikaların sonuna yaklaştığımız anlarda şimşekler çakıyordu içimde!
Senden uzakta geçmek bilmeyen dakikalar sen yanımdayken su olup akmıştı sanki...
Zamana yenik düşmek acıtmıştı içimi...
Kavuşmak ne kadar güzelse veda anı da o kadar acı idi...
Boğazıma dizildi sözcükler,
Sen uzaklaştıkça koptu içimden birşeyler...
Yüreğim burkuldu ve o an bir kez daha anladım ki
HAYATIM SENİNLE ANLAM BULDU !!!

16 Nisan 2010 Cuma

BOŞVERRRR...

click to zoom

Yaşasınnn bugün Cuma, Yarın yarım gün çalışacağım. 1,5 gün benimm. Dinleneceğim bol bol. Stres atacağım, kafamı dinleyeceğim. Bugün derslerim yine geç bitecek, eve geç geleceğim ama olsun, yarını düşüneceğim.

Bugün sabah erkenden uyandım.Önce canımın sesini duydum. Sonra spor yaptım, sonrada derse oturdum. İşe geç gideceğim bugün ama geçte çıkacağım.

Dün ki bunalımımı attım bir köşeye, kendime eziyet ediyordum. Bitanem desteğiyle kendime getirdi beni. İş yeri stresiymiş boşverrr, KPSS sınavıda iyi yada kötü geçer ne yapayım yanii elimden geleni yapıyorum. Anlayacağınız beni strese iten herşeyi boşverdim. Hasrette bitecek en kısa zamanda inşallah o zaman dahada güzel olacak herşey hayırlısı ile.

Şu sınavlar bitsin, iş yeri tatile girsin güzelce bir tatil yapacağım. Kitaplarımı okuyacağım rahat rahat. Deniz kenarında yürüyüşümü yapacağım, bol bol yüzeceğim. Hem daha da güzel gelişmeler olacak yazın hayırlısı ile sizlere kesinleşince söyleyeceğim :))

İyi hafta sonları diliyorum. İyi olduğumu haber vereyim dedim :)

15 Nisan 2010 Perşembe

BUNALDIMMMMM...

Bunaldımm. Pencereden çıkıp bağırmak geliyor içimden. Dünden beri çok bunaldım. Birden bire bir birikim patlaması sanırım. İş yeri, yalnızlık, hasret, KPSS, dersler çok şey üstüme geldi şuaralar. Kafamı çok şeye yoruyorum. Dokunsalar ağlayacak gibiyim.
Aşkımın sesini duyarduymaz süzüldü gözyaşlarım gözlerimden dün. Farkettirmedim ağladığımı tabi. Keşke burada olsan diye içimden haykırırıyordum. Omuzuna koysam başıma herşeyi unutsam. Ona hiçbirşey belli etmemeye çalışsamda anladı bunaldığımı. Hak verdi. Az kaldı sabret dedi. Canım benim, ordan nasılda destek oluyor bana. Onu üzmeye hakkım yok. Zaten onun içinde herşey çok zor. Uzakta ve o daha da yalnız. Şafak daha çok uzun :((

Ufacık birşey beni üzmeye, sinirlendirmeye yetiyor birkaç gündür. Mutluyum ama bir o kadarda bunaldım herşeyden. İyi bir tatile ihtiyacım var sanırım. Haziranda herşey güzel olacak hayırlısıyla. Kendimi o günlere adapte etmeye çalışıyorum.

Hergün iş yerinden geç geliyorum eve. Bu kadar çaba harcıyorum öğrenciler ders çalışmayınca çıldırıyorum.

Annemle babam 2 aydır yok. Gelecek hafta geliyorlar neyse ki. Yemek yeyip hemen yatıyorum akşam. Aç olsamda çoğu zaman yemek yemek bile canım istemiyor. Dengesiz besleniyorum. O yüzden kilo alacağım yakında :( Sanırım aldım bile. Hazirana kadar vermem lazım :(

Sabretmem gerek biliyorum... Herşeye şükrediyorum yinede. SABRETMELİYİM AZ KALDI...
SİZLERİDE BUNALTMAMIŞIMDIR İNŞALLAH BU BUNALIM YAZIMLA ...

12 Nisan 2010 Pazartesi

HAFTA SONU FİLMLERİM

Merhabalar, herkese iyi bir hafta diliyorum. Cumartesi yarım gün çalıştım. Ertesi günü üniversite sınavı olduğundan dolayı. Eve gelirken birkaç DVD film aldım. 2 tane izledim baktım ki akşam olmuş. İzlediğim filmerli sizlerle paylaşmak istedim. İlk olarak; The Lake House (GÖL EVİ) filmini izledim. Romantik film severlere öneririm. İlginç bir filmdi. Birbirini tanımayan iki insan, sadece mektuplarla birbirini delicesine sevip bağlanabilirmi sizce. Üstelik 2 farklı zamanlarda yaşıyorsanız...
Filmin konusu şöyle;


Hayatında bir değişiklik yapma vaktinin geldiğini hisseden Dr. Kate Forster (SANDRA BULLOCK) stajını tamamladığı yerel İllinois hastanesinden ayrılarak hasta trafiğinin yoğun olduğu Chicago'da bir hastanede çalışmayı kabul eder. Geride bırakmaktan üzüntü duyduğu tek şey kiralamış olduğu güzel evdir. Kate şehre doğru yola çıkmadan önce evin bir sonraki sakini için posta kutusuna bir not bırakır. Bu notta kendisine gelen mektuplar için yeni adresini bırakır ve kapının üzerindeki gizemli pati izlerinin kendisi taşınırken de orada olduğunu açıklar. Evin yeni kiracısı Alex eve geldiğinde ise hiçbir yerde pati izinden eser yoktur. Kate ve Alex göl evinin posta kutusu aracılığıyla yazışmayı sürdürürken, inanılmaz ve imkansız bir şekilde iki ayrı yılda yaşadıklarını görürler.

*********

Diğer izlediğim film ise; Angels Fall.


Konusu şöyle ;
Boston’da bir restoranda şeflik yaparken saldırıya uğrayan ve hayatta kalmayı başaran tek kişi olan Reece Gilmore (Heather Locklear), yaşadığı bu korkunç olayın izlerini geride bırakmaya çalışmaktadır. Yeni bir başlangıç yapmak için hiç bir planı olmadan yollara düşer. Wyoming isimli kasaba hoşuna gider ve burada yola devam edecek yeterli parayı biriktirene kadar bir restoranda iş bulup çalışmaya karar verir. Kasaba insanlarını, özellikle de gözalıcı genç yazar Brody’i (Jonathan Schaech) tanıdıkça geçmişini bir kenara bırakıp buraya yerleşmeye karar verir. Bir gün kasabada bir cinayete tanık olunca her şey yeniden altüst olur. Polisler soruşturma sırasında en ufak bir kanıt bulamaz ve herkes Reece’in hikayesinden şüphe duymaya başlar. Reece de kendi bilincinin ona oynadığı oyunları sorgulamaya başlar.
**************************************************************************

Fena değildi filmler. Önceden izleyenleriniz vardır muhakkak. Eski filmler çünkü bunlar. Ama ben ancak izlemeye vakit buldum.

Diğer hafta sonu içinde birkaç DVD aldım bakalım vakit bulursam izleyeceğim.

Sevgiyle kalın hepiniz. İyi haftalar...

11 Nisan 2010 Pazar

AŞK...

click to zoom

İlk önceleri ismimizle hitap ederdik birbirimize…
Zaman öyle bi geçti ki seninle, zamanla öyle bağlandık ki birbirimize artık isimlerimiz yoktu...
Birbirimize isimlerimizle hitabı bırakmıştık, bütün güzel sözler oldun bende.
Bana soruyorsun AŞK nedir diye bende aşk sensin diyorum…
AŞK biziz birtanem...
Uzaklık daha da bağladı kalplerimizi...
Uzaklığa inat yaşıyoruz sevgiyi...
Umut ışığım, herşeyim,
BEN SENİ BURADA ÇOK ÖZLEDİM! ...

5 Nisan 2010 Pazartesi

BEN SENİ SEVİYORUM...

Aşk eğer gerçek aşksa araya mesafelerde girse de değerinden hiçbişey kaybetmez. Tam aksine günden güne dahada değerlenir. Özlem büyür büyür ve aşka büyü yapar. Öyle güçlü bir tutkuyla beklersin ki onu hergün o bekleyişte aşkını ve kendini bulursun...