29 Mayıs 2009 Cuma

İŞ YERİNDEN AYRILIŞ...

Merhaba dostlarım,şu aralar nedense bloguma hiç zaman ayıramadım. İşten çıkmam yeni iş aramam, derken KPSS ye geçte olsa çalışmaya gayret etmek derken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum. Evde durmaya alışkın değilim o yüzdende bunaldım.
İş görüşmelerim hep olumlu geçiyor. Bugün bir iş görüşmesine çağırdılar bile. Öğleden sonra gideceğim görüşmeye. Bakalım inşallah iyi olur herşey.

Öğretmen arkadaşlarım, öğrencilerim hep ağlayarak vedalaştık. Benimle birlikte 3 branş öğretmeni ayrıldı.
Seneye siz nerede çalışırsanız biz oradayız dedi velilerde. Arkamdan su bile döktü öğencilerim :))

Canlarım yaa çok seviyorum onları. Alışmışım hergün görmeye nasılda özlüyorum.


Dün imza atmam gereken bir belge için çağırdılar beni iş yerinden. Geleceğimi haber alan öğrencilerim kapıda karşıladı beni. Hiç ayrılmak istemezdim ordan. Aile gibiydik öğretmenler, öğrenciler, idare. Seneye etütümüze ilköğretim 2.kademe öğrenci kaydı almayacakları için ayrıldım.
Kurucumuz odasına çağırdı beni. Son bir kez daha düşün biz seninle çalışmak istiyoruz dedi. Çünkü onlarda biliyor ki öğrencilerle aram çok çok iyi. Ama benimle çalışmak istedikleri yer bizim etüt değil etütütün dershanesi. Bizim eve çok çok uzak. Oraya gitmek çok zor olacak. Ama yinede tüm kapıları kapamadım açık kapı bıraktım. Hayat bu...

Şimdi ders çalışma zamanı :) Herkese mutlu hafta sonları diliyorum...
SEVGİYLE KALIN...

22 Mayıs 2009 Cuma

İŞSİZLİK KAPIDA...

Merhaba arkadaşlar, bu aralar sıkıntım maalesef geçmiyor. Aşkımı yolcu ettikten sonra o üzüntünün üstüne birde iş yerinde seneye sadece ilkokul öğrencilerin kayıdı alınacağını öğrendim. Kurum maalesef biz branş öğretmenlerine bunu söylemedi. Biz öğrendik.
Seneye bizim etütte benim öğrencim olmayacak o yüzden ayrılıyorum. Hemen yeni iş aramaya başladım tabi. 1 Haziranda istifa ediyorum kurmumdan.
Bakalım hayırlısıyla umarım herşey rayına oturur.
Şimdi 1 ayda olsa ara verdiğim KPSS çalışmalarına devam edeceğim. Yinede bir umut.

Onun dışında sevdiğimi çok uzaklara gönderdim 2 gün önce :( Yine hasret dolu günlerim başladı anlayacağınız.
Bu hafta ''Melekler ve Şeytanlar'' filmine gittik beraber.

Ben kitabını okumuştum önceden. O yüzden konuya hakimdim. Katil kim, nasıl cinayetler olacak falan hep biliyordum. Kitap öyle bir kitaptı ki elimden bırakamamıştım. Sürekli katil şu yok yok öteki dedim hep okurken. Sonra hiç ummadığım kişi çıkmıştı katil.
Filmdede film boyu katil şu yok yok şu diye konuşuyordu aşkım. İçimden kıs kıs gülerek ooo daha çok fikrin değişecek diyordum :) Öyle de oldu.
Çok beğendik kısacası filmi. Tavsiye ederim.

Şimdilik benden bu kadar...
Herkese iyi bir hafta sonu diliyorum.
SEVGİYLE KALIN.

20 Mayıs 2009 Çarşamba

SENİ ÇOK ÖZLEYECEĞİM :(((

Sen çok uzaklara giderken
Özüm ağlıyor , gözüm değil...
Vedalar her zaman zordur.
İçimden bir yıldız kayıverdi zamansız.
Limansız kaldım ürperdim.
Bu gidişin,Yitik yanık türkü tadında.
Buruk bir duygu...
Ayrılık seremonilerini sevmesem de!
Veda zamanı...
Canım öylesine yanıyor ki :(((
Gülün dikenlerini özleyecek kadar.
Kendine iyi bak sevgilim...
Seni çok sevdiğimi biran olsun çıkarma aklıdan...
Hem de çok sevdiğimi...
Seni beklediğimi de unutma sakın...
Haydi ! aşkım sarıl bana.
Veda buseni kondur.
Kocaman öp.
Hoşcakal!
Seni çok özleyeceğim ÇOKKKKKKKK....

18 Mayıs 2009 Pazartesi

MERHABALARRR :)

Merhabalar, bugünlerde blogumu biraz ihmal ettim farkındayım. Ama bulutların üzerinde olduğumdan inemedim birtürlü yeryüzüne :))

Bildiğiniz gibi hasret çektiğim geçen hafta geldi. O yüzden 1,5 haftadır herşey çok güzel.
Nazar değmesin aman diyelim :))
5,5 aydır bu zamanı bekliyordum. Yeniden gidecek, bu sefer daha zor göndereceğim ama :(((((
Biraz daha sabredeceğimm... Sonra herşey güzel olacak hayırlısıyla.

Fonda çalan şarkıyı bizim şarkımız ilan ettik. Kadim&Sevda - Soğuk Şehir. Yakın zamanda keşfettim bu şarkıyı. O da çok sevdi. O zaman bizim şarkımız olsun dedik.
O kadar uyuyor ki sözleri bize... Sanki ikimiz düet yapıyoruz :)))
Bizim Adana'nın bir ucundan bir ucuna uzanan Seyhan gölümünün inanılmaz yerlerini gördük bugün. Meşhur Adnan Menderes Bulvarı var burada. Karların erimesiyle sular çok yükselmiş. İnsanların piknik yaptığı yerler sulara gömülmüş. Gezdiğimiz yerlerde resmen arabayla suyun içinden geçtik süperdi. İşte resimler.
Yarın tatil :) İyi bir gün olur umarım.
Sizler içinde mutlu bir hafta olsun.
SEVGİYLE ve MUTLU KALIN...

17 Mayıs 2009 Pazar

İNSAN BAZEN GİTMEK İSTER...



http://img244.imageshack.us/img244/760/920ev2.png

İnsan bazen gitmek ister.. Karanlıklara doğru yürümek ve hiç dönmemek.. Aydınlıktan kaçarcasına.. Kendisiyle yüzleşmekten korktuğu içinmidir bilinmez.. Aydınlıkta yaşananları görmemek için belkide.. Karanlığa giderken gözlerini kapayarak gitmek ister hemde.. Olurda ufacık bir ışık görür tekrar geriye dönerim düşüncesiyle alabildiğine sıkmak ister gözlerini..

İnsan bazen gitmek ister.. Sevdiği ve belkide onu seven insanları hiç düşünmeden kaybolmak ister.. Öyle bir yer olmalıdır ki gideceği yer, kimse bulamamalıdır onu.. Tabir-i caizse sırra kadem basmak ister..bilmez birgün büyüyüp karanlık caddelerin karanlık asfaltlarında yol almak isteyecegini.. Bazen tek bir kelime bile insanın canını sıkmaya yeter.. Bazen tepesi atar insanın bazende yüreği yaralanır..


Bazen daralır insan.. Etraftaki entrikalar, mentrikalar şunlar bunlar.. Daraltır insanı işte! Plastik gülüşlerden, yalancı sevişlerden, çıkarcı dostluklardan midesi bulanır artık.. Saf ve temiz bir dünya çizer hayallerinde.. Oraya gitmek ister.. Ama tek başına gitmelidir oraya.. Onu bekleyen tek birşey olmalıdır orda..


Yalnızlık!

Bazen sessizleşir insan.. Etrafa saçtığı gülücüklerden tek bir iz kalmaz yüzünde.. Çünkü bilir ki eğer gülümserse onada biri gülümseyecektir mutlaka.. İcten olmayan bir gülümseme görüp bir kez daha samimiyetsizlik karşısında yıkılmamak için gülümsemeyi unutmaya çalışır kendince… Ya da ona öyle gelir.. Samimi bir gülümseme dahi olsa inanmak istemez.. Çünkü karşısına hep samimiyetsizlik çıkmıştır onun.. Suya muhtaç toprağa benzer yüreği.. Samimiyete muhtaçtır o yürek!

Bazen canı sıkılır insanın.. Raflarda dolaşır gözleri.. Belki birşeyler bulur okurum düşüncesiyle.. Sonra fotoğraf albümüne takılır gözleri bir hışımla indirir hemen albümü ve ciltleri çevirmeye başlar.. O kadar uzun zaman olmuştur ki albüme bakmayalı resimler yapışmıştır artık ciltlerin üzerine.. Albümün içinde dolaştıkça eski anıları gelir aklına.. Kendisini görür resimlerde.. En sevdiği arkadaşı ile bahçedeki ağaca tırmanırken çekildiği fotoğrafı gördüğünde belkide aylar sonra ilk defa yüzünde gülücük belirir.. Sonra bebekken annesinin kucağında çekilmiş bir fotoğrafına bakar... Ne kadar küçüktür ne kadar miniminnacıktır.. "ben bu kadarmıymışım gerçekten!?" diye düşünmekten alı koyamaz kendini.. Hayatın zorlu kollarına atıldıığı gündür o gün... Ama o bilmez o zamanlar hayatın ona yaşatacağı zor anları..

Söylenen sözü kabullenircesine susar bazen.. Hiç birşey söylemez.. Gözleri konuşur sadece, onlarla anlatmak ister herşeyi.. Yüreğine cam kırıntıları serpilmiştir bir kere ve kanıyordur artık.. Fakat acısını belli etmemek için tutar kendini..

İnsan bazen gitmek ister.. Hiç ardına bakmadan çekip gitmek! Bırakmak ister herşeyi bir yerde ve sonsuz yolculuğuna çıkmak ister artık.. Vakit gelmiştir artık onun için.. Geç bile kalmıştır belkide.. Hayatında olan ne varsa kim varsa hepsini elinin tersiyle itip yelken açmak ister artık karanlıklara doğru.. Yüreğindeki bütün kırıntıları, hayatındaki iyi ya da kötü bütün anıları, insanları yanına almadan defolmak ister!..

Ama onlar hep onun takipcisi olacaktır.. Bilir bunu.. Bile bile gitmek ister..

Karanlık! Yalnızlık! Aç kollarını! Ben geldim…!!" demek ister..

bilmez birgün büyüyüp karanlık caddelerin karanlık asfaltlarında yol almak isteyeceğini..

13 Mayıs 2009 Çarşamba

MEĞER NE ÇOK ÖZLEMİŞİM SENİ...

http://img159.imageshack.us/img159/2012/49278800te6.gif

Meğer ne çok
özlemişim seni
Boylu boyunca karşımda duruşunu,
Meğer ne çok özlemişim yüzünü gülüşünü.
Gözlerim susamış gözlerine
Şiirler yazıyorum özlemine
Hasret bu kadar mı zormuş ?

Bir kere daha hatırladım

Sensizken kaybolup gittiğimi
Hayaller deryasında kaybolduğumu
Meğer ne çok özlemişim seni
...

Yine hasret kalacağım sana,
Yine hayallere dalacağım hergece
Yine çok özleyeceğim seni...

10 Mayıs 2009 Pazar

CANIM ANNEM SENİ ÇOK SEVİYORUM...

http://www.hanimabla.com/resimler/1122330879anneme1um6.jpg

Canım Annem, seni çok seviyorum. Zaten sevgi ne söylenir nede yazılır, sevgi sadece gösterilir. Sen de bana kimsenin göstermediği ve gösteremeyeceği öyle bir sevgi gösterdin ki bu sevgi ne biter nede tükenir. Sen bana hem arkadaş hem de sırdaş oldun.

Üzgün olduğumda dertlerimi, mutlu olduğumda ise sevincimi benimle paylaştın.
Sen üzülünce; sanki duyguların aksediyor kalbime ve bende üzülüyorum. Zaten sen mutsuz olduğunda ben nasıl mutlu olurum? Eğer seni üzdüğüm bir gün senden özür dilemeden yatarsam, o gece çok zor geçiyor. Ya annem olmasaydı ne olurdu diye geçiveriyor aklımdan… İşte o zaman çok ağlıyorum anne. Kendi kendime söz veriyorum seni bir daha üzmeyeceğim diye.

Allah’a çok dua ediyorum, annemi başımdan eksik etme diye. Çünkü sen olmadan ben ne olurum bilmiyorum…
Benim için çok değerlisin anne. Sevgim o kadar büyük ki anne, cümleler yetmiyor sevgimi taşımaya, ağır geliyor kelimelere, taşıyamıyorlar sevgimi. Büyük sevgimi taşımaları için büyük harfler kullanıyorum;
ANNE SENİ ÇOK SEVİYORUM…

8 Mayıs 2009 Cuma

NASIL DA ÖZLEMİŞİM SENİ...

http://img2.blogcu.com/images/s/e/h/sehnazca/arzumtmfm9.jpg

Nasıl da özlemişim seni.
Dün gece beni arayıp geldim aşkım dediğin vakitten itibaren hiç uyuyamadım heyecandan.
Sabah erkenden kalktım.
Bugün senin için ayrı bir özen gösterdim kendime.
İşe gittim ve biran önce vakit geçsin istedim.
Biran önce akşam olsun işten çıkayım ve seni göreyim diye geçirdim her saniyemi.
Aksi gibi geçmedi vakit.
Sonunda beklenen an geldi ve iş çıkışı beni beklerken buldum seni.
İkimizde şaşkın bakakaldık birbirimize önce.
Sarıldık sonra sıkıca.
Nasıl da özlemişim seni.
Sana sarılmayı...
Sonra hiç geçmese vakit diye geçti içimden.
15 gün dursa zaman.
Ve sen hiç gitmesen...

http://www.helloturkey.net/nazarlik.gif

3 Mayıs 2009 Pazar

AŞK FARKINA VARMAKTIR...

http://img83.imageshack.us/img83/6493/ask1ed0.jpg

''A
şk farkına varmaktır,
Ya herşey aşktır, ya hiçbirşey

Ya da herşey aşktandır
...
Ya aşk nedir?

Tarif etmek gereklidir ve aynı zamanda hastalıktır
.
Ve hiçbir tarif için bu aşkın tarifi değildir diyemezsiniz.

Ve hiçbir tarif tam değildir
.
Seversiniz işte
...
Kavuştuğunuz,kavuşmayı istediğiniz veya kavuşamadığınızdır aşk
....
Aşk odur
...
Yarım ve bayat bir simit de karın doyurur.

Bir ziyafet sofrasıda
..
Zaman gelir ikisi de birbirinin yerine geçer yaşamak için
.
Aşk vardır, yoktur, şu dur, bu dur
Hayır hiçbiri değil
.
Ya herşey aşktır, ya hiçbir şey
Ya da herşey aşktandır "


BEN AŞKIN FARKINA VARDIM :) YA SİZ???

2 Mayıs 2009 Cumartesi

ERKEK OLSAM NASIL OLURDU :))

Yine gecikmiş bir mim. Sevgili arkadaşım Mehtap mimlemişti beni. Konumuz şu:
Erkek olsan yapacağın ve yapmayacağın beş şey nedir?" ...

Blog arkadaşlarımın çoğu bilir. Nasıl duygusal ve romantik olduğumu. Bende erkek olsa nasıl bir erkek olur bilemem ama sanırım çok kız peşimden koşardı :)) Erkekler genellikle antiromantikler çünkü .

Erkek olsam yapacağım beş şey:


1-Çok romantik olurum.
2-Evlenmeden herşeyi yaşamak isterdim.
3- Kibar, centilmen ve bakımlı olurdum.
4- Aileme çok düşkün bir baba olurdum.
5- Tüm sorumluluklarına sahip biri olurdum.

Erkek olsam yapmayacağım beş şey:


1- Hiçbir işe yaramadan avare avare dolaşmak.
2-Sorumsuz olmak.
3- Utangaç olmak :)
4-Kumar oynamak.
5- Kaba- saba olmak. Her önüne gelene küfretmek.

Sonuçta sanırım erkek olmak istermiydin deseler hayır derdim. Bazen an geliyor keşke erkek olsam dediğim çok oluyor ama sanırım kadın olmak güzel şey :))

SEVGİYLE KALIN...

MİM...

Sevgili Dolunay'dan bana bir mim geldi ama ancak yanıtlayabiliyorum. Çok özür dilerim canım.
Gelelim ilginç sorularımıza :))

1. Yıl sonunda zengin olmak koşulu ile bir yıl boyunca her gece kabus görmek ister miydiniz?

Kesinlikle hayır. Para herşey değil. Huzum yoksa her gece parayı ne yapayım.

2. Kör olma ve sağır olmak arasında nasıl bir seçim yapardınız?
Ayy soru çok ilginç yani. Kim ister sağır kör olmak. Ama illa ki birini seçeceksem sanırım sağır olmayı tercih ederdim. Hayat çok güzel. Bu güzellikleri görmek lazım.

3. Öleceğiniz anı bilmek ister miydiniz?
Kesinlikle istemezdim. O zaman nasıl hayata bağlanır, umut ederim ki.

4. Bu gecenin son geceniz olacağını öğrenseniz, birine söylemediklerinizden dolayı üzülür müydünüz?

Evet üzülürdüm. Sadece biri olmazdı belki de. Bilemiyorum...


6. Eviniz yanıyor, aileniz ve siz kurtuldunuz. Son bir kez daha eve girme şansınız olsa, neyi kurtarırdınız?

Sanırım o an hiçbirşey düşünmezdim. Ailemin kurtulduğuna sevinir, sımsıkı sarılırdım onlara.