31 Ocak 2008 Perşembe
BİR ÇARŞAMBA GÜNÜ
Annem güzel bir aşure yaptı:) Afiyetle onu yedik. Çok seviyorum yaa ben aşureyi. Benim gibi çok sevenler var mı aranızda? Sizin için hemen resimlerini çektim. Bakın şu güzelliğe:)
Geçtiğimiz hafta sonu yeğenlerimin doğumgünüydü. Maalesef biz bulunamadık doğumgününde. Babamın rahatsızlığından dolayı. O yüzden fırsat bu fırsat dedim. Neden 2. bir doğumgünü partisi yapmıyorum:) Güzel bir yaş pasta yaptım, yeğenlerimden gizli bir gün önce gece:)
Güzel küçük bir kutlama yaptık. Mum üflettik:) Utandılar haylazlar.
Arkadaşlarımla dün akşam için sözleşmiştik. Güzel bir yemek yedik dışarda, ardından özsüte gittik. Çay, kahve derken çok güzel bir akşam geçirdik. Çok eğlendik. İnanın gülmekten çenem ağrıyor:) Çok iyi geldi bana. Büyük bir stres attım sayelerinde.
Bir çarşamba günümde böyle bitti.
SEVGİYLE KALIN...
28 Ocak 2008 Pazartesi
CANIM ABLAM
Ablamla biz aynı evin içinde mektuplaşırdık biliyor musunuz. Ne komik dimi:)
Ablam her sabah okula giderken bana bir şeyler yazar bırakırdı başucuma koyardı. Ben o dakikalarda uyuyor olurdum. Aslında uyanık olurdum ama numara yapardım:) Ablam evden çıkar çıkmaz okurdum yazdıklarını. Yada ben ablama yazar bırakırdım bir şeyler. O mektupları buldum bu sabah. Çok duygulandım okurken...
Biz ayrı duramazdık hiç. Ben dershaneye gittiğim zamanlar üniversiteye hazırlanırken teneffüs aralarında telefon kulübesinden ablamı arardım ve zil çalana kadar konuşurduk. Düşünsenize ders bitince zaten eve gideceğim:) İşte o kadar bağlıyız biz birbirimize. O kadar güzel anılarımız var ki beraber. Buraya anlatmakla sığdıramam.
Sizlerle ablamın bana 1997 yılında yazdığı doğum günü hediyemin içine sıkıştırılmış bir mektubu paylaşmak istiyorum.
05.08.1997
'''Sevgili Biricik Kardeşim,
Doğum gününü en içten ve samimi dileklerimle kutlar bundan sonra ki yaşamında daima mutlu ve huzurlu olmanı temenni ederim. Seni çok seviyorum. Sen benim hayatımda ki tüm sırlarımı bilen, beni zor anımda teselli eden, benimle gülen, benimle üzülen, dostum, arkadaşım, kardeşim ve yeri geldiğinde ablamsın.
Canım ablacım, Seni çok seviyorum...
26 Ocak 2008 Cumartesi
KİM ÖZLERDİ
23 Ocak 2008 Çarşamba
HAYAT
22 Ocak 2008 Salı
21 Ocak 2008 Pazartesi
YENİ BİR HAFTA
Canım annem ve babam eve döndüler:) Ama ablam ve yegenlerim annemle babamı yolcu ederken üzülmüşler. 2 haftadır ablamda oldukları için, da alıştılar tabi. Keşke ablamda yakın olsa daha sık birarada olsak. Gerçi 1 saatlik yol aramızdaki mesafe ama aynı şehirdeki gibi olmuyor işte:(
18 Ocak 2008 Cuma
HOŞGELDİN YALNIZLIĞIM
Aslında hiç gitmedin ki?
Saklambaç oynar gibisin benimle...
Sana da güvenilmiyor, insanlar gibi...
Hoşgeldin yalnızlığım hoşgeldin...
Bak tüm dostlar birarada... Şiirlerim, müziğim ve sen...
Yine en güzel, kaliteli harfleri sana ayırdım...
Kelimeler,anlamsız kaldı sensiz...
Kimse dinlemiyor beni senin gibi, kimse aldırmıyor isyanıma...
Direnişlerimde de sen vardın, yenilgilerimde de...
Hoşgeldin yalnızlığım, Hoşgeldin...
Bir kucak dolusu gözyaşı sakladım sana...
15 Ocak 2008 Salı
ÇOCUKLUĞUM
İzlediğim program bitince ders çalışır, ödevlerimi bitirirdim hemencecik. Sonra annem her cumartesi Babanneme giderdi. Biz ablamla hafta içi giderdik genelde hafta sonu ödevlerimiz olduğu için. Çok yakındı babannemin evi bize. Ablamla evde yalnız kalınca evimizin köşesindeki pastaneye gider sıcacık pastalar alırdım. Ben gelene kadar ablam portakal suyu sıkardı bize bazen de sütlü nescafe yapardı. O pastaların tadı hala damağımdadır.
Sonra 'Uzay Yolu' diye bir dizi vardı Tv de.
Pastalarımızı yerken onu izlerdik bir yandan. Ablamla çok iyi vakit geçirirdik. Sıkıldığımızı hiç hatırlamıyorum. Müzik dinlerdik, beraber değişik oyunlar icad eder oynardık, sesimizi teybe çekerdik. Sonra dinleyip gülerdik:). O kasetler hala duruyor. Dinleyip hala güleriz. Pazar günleride bir program çıkardı tam olarak hatırlamıyorum ismini ama resmini görünce sanırım hatırlayacaksınız.
Hatırladınız mı? Ben çok severdim bu çizgi adamı:)Abarakandi gibi birşeyler söylerdi sürekli:)
Büyüyünce hiçbirşeyin tadı eskisi gibi değil bence. Çocukluğumuzun bayramları bile daha güzeldi. Şimdi herşey çok değişti. Sizde aynı fikirdemisiniz benimle bilemiyorum ama ben böyle düşünüyorum işte...
Ne güzel günlerdi o günler. İlkokul yıllarımı çok özlüyorum:) İlkokul dedim de dün bir ilkokul arkadaşımla buluştum. Çok samimi bir kız arkadaşımdı. Çok güzel vakit geçirdik, hep eski günleri konuştuk. Vaktin nasıl geçtiğini bilemedik. En kısa zamanda yeniden görüşmek için sözleştik. Bugünlerde ilkokul arkadaşlarımla aram çok iyi biliyorsunuz:) SEVGİYLE KALIN...
12 Ocak 2008 Cumartesi
SIKINTILIYIM
8 Ocak 2008 Salı
CANIM BABAM
Geçen yıl annemde küçük bir ameliyat geçirmişti. Çalıştığım dershaneden zar zor izin almıştım. O gün dersim olmamasına rağmen! Düşünün yani despotluklarını. Bir geçmiş olsun hayırdır diyeceklerine çok zor izin vermemiz falan diye kırk saat laf etmişlerdi. Programa bakıp, eee iyi bari tamam izinlisiniz o gün hocam dediler. Sonunda verdiler izni ama kıl olmuştum. İşte o gün o çalıştığım kurumdan nefret etmiştim. Sadece kendilerini düşünen, öğretmenlerini hiç düşünmeyen bir kurum olduğuna karar vermiştim...
Canım babam, sen bizim için her şeysin. Biran önce iyi ol tamam mı? Seni çok ama çok seviyoruz. Benim hayatta güvendiğim tek erkeksin. Sensiz biz bir hiçiz.
7 Ocak 2008 Pazartesi
TAKINTILARIM VE BEN
Mesela plan takıntım vardır. Plansız yapamam. İlla ertesi gün ne yapacağıma dair bir tablo belirlerim kafamda. Hatta annem hep der kızım hele yarın olsun . Yok illa yapacağım o planı. Yoksa uyuyamam:)
Bir şeyi kaybettiğimde bulana kadar her yeri ararım. Bulana kadar oturmam. Bulamayınca da sinir küpü olurum. Bazen aradığım şey çok anlamsız bir yerden çıkar. Kendi kendime sinirlenirim. Onu oraya ne zaman ve niye koyduğumu hatırlamamak beni çıldırtır. Çok düzenli bir insanımdır. Neyi nereye koyduğum bellidir her zaman. Genelde pek bir şey kaybetmem. Ama birde öyle zamanlarda bir şeyleri kaybederim ki, yaa çok acelem vardır yada yatmak üzereyimdir:)
Yolda zamanın birinde tanıştırıldığınız birini gördünüz. Ama çok rastlaşmadığınız biri. Samimi değilsiniz yani. O size merhaba deyip isminizle hitap ediyor. Konuşuyorsunuz ama ismini hatırlayamadınız. Tabi pot kırmıyorsunuz ve ismiyle hitap etmeden sohbet ediyorsunuz. Ama içinizden ayyy rezil oldum ismi neydi diyorsunuz sürekli. O ismi bulana kadar düşünürüm ve başka birşeye konsantre olamam. Sonunda bulurum ama beynim kazan olur tabi.
Evde temizliğe en önem verdiğim yer mutfak ve banyodur. Her gün dezenfekte edilir. Hem de bol deterjanla. Ne yapayım canım. Mutfak tezgahı bilmem kaç defa ilaçlı sularla silinir. Banyoda aynı keza. Annemde böyle. İşte anasına bak kızını al lafını boşuna dememişler:) Ablamda öyle bu arada:) Biz ailecek çok titiziz sanırım:)
Birde odamda ders çalışıyorum mesela, o oda tiril tiril olmalı. Eğer dağınıksa ve tozluysa asla ders çalışamam. İlla temizleyip öyle ders çalışırım. İsterse gece olsun. Yoksa çalışamam. Çok saçma biliyorum ama ne yapayım:)
Birde eve ayakkabı ile girilmesinden nefret ederim. Özellikle kış ise. Tertemiz halılara git dışarının pisliğini yapıştır. Olur mu yaa hiç hoş mu sizce?
5 Ocak 2008 Cumartesi
NEW YORK'TA BİR SONBAHAR
Film sinemada izlediğimde de beni çok etkilemişti. Çok duygusal bir film. Sonunda ağladım valla. Sulu göz deyin siz ne yapayım ağladım işte. Romantik filmlere bayılırım ben tabi kaliteliyse. Bu filmde kadının ilk ve son aşkı erkeğin ise ilk aşkı denilebilecek bir aşk öyküsü var. Richard Gere'ın filmleri zaten müthiş olur. Çoğunuz izlemiştir belki de bu filmi. 2000 yılında sinemada oynamıştı yanlış hatırlamıyorsam. İzlemediyseniz tavsiye ederim.
Film özeti şöyle;
Yaşı ilerlemeye başlamış bir erkek ve hayata daha yeni atılan bir genç kız insanların hayatı boyunca başlarına yalnız bir kere gelebilecek bir duygu ile birbirlerine bağlanırlar... Aşk!.. Seksüel patlamalar geçiren Will Keane (Richard Gere) orta yaşlı bir erkektir. Şehrin en gözde 50 playboyundan biridir. Baştan çıkardığı bir çok kadınla adı anılmıştır. Ta ki 21 yaşında bir yetişkinin hayatını keşfetmeye hevesli güzel genç bir kadın olan Charlotte Fielding (Winona Ryder) ile tanışana kadar. Charlotte'a olan ilgisi çarçabuk gelişen ve alevlenen bir ilişkiyi de körüklemiştir. Her ne kadar hayat görüşleri birbirlerinden çok farklı da olsa tüm tezatlar birbirlerinde yaşamayı bekledikleri heyacanı arttırmaktadır.Ne zaman ki Will için bu ilişki diğer ilişkileri gibi geri dönülemeyecek aşamaya getirmeye başlayınca Will her zamanki gibi uzaklaşmaya karar verecektir. Ama bu kez onun elini kolunu bağlayan çok önemli bir şey vardır. Will'in o güne kadar aşktan anladığı ve kadınlar hakkında hissettikleri yalnızca seks ve sorumluluk iken bu genç kadın ile birbirlerine duydukları tamamen farklıdır, yeniden hayat veren, oldukça üzücü, sabır gerektiren bir aşktır bu.
SEVGİYLE KALIN.
4 Ocak 2008 Cuma
DÜĞÜN:)
1 Ocak 2008 Salı
HOŞGELDİN 2008...
2008'in ilk yazısını yazmaktan şeref duyarım:) Sizlere Tarkan'nın yeni çıkan güzel bir yeni yıl şarkısı ile merhaba demek istedim. Umarım beğenirsiniz
Dün yeni yıla girdik ama benim için başka günlerden pek bir farkı yoktu. Ama bu yıla mutlu girdim diğer yıllara nazaran:) Bol bol dilek diledim. Ailemle çok güzel bir akşam yemeği yedik. Ailemle geçirdim yılbaşımı. Annem çok güzel yemekler yaptı, çeşit çeşit. İnanın pek birşey yiyemedim. İnsan o kadar çok çeşidin olduğu bir sofrada nedense hemen doyuyor. Ondan bir lokma, ondan bir lokma derken ben şiştim, patlamak üzereydim nerdeyse. Dün gece yemeye doyamadığım tek şey teretürdü. Bayılırım teretüre. En çok sevdiğim soğuk mezelerden biridir. Sanırım çoğunuz bilirsiniz. Soframızın resmini çektim ama ekleyemiyorum sorun çıkıyor. Başka zaman artık...
Gece rüyamda piyango bana çıkıyordu. Sabah uyandım ve hemen gazete aldım. Kesin çıktı diyordum kesin. Ama bir baktım ki amorti bile yok:(
Rüyaların tersinin olduğuna bir kez daha inandım:) Şansa bak... Yazın bir kitap okumuştum 'Secret' diye. Bir şeyi ne kadar çok isterseniz ve inanırsanız oluyor diyordu. Yazdan beri yılbaşı ikramiyesi bana çıkacak diyordum. Hani olmadı işte:) Gerçi başka şeylerde var çok istediğim ve olmasını sabırsızlıkla beklediğim. Umarım onlar olur kısa zamanda:)
Bu yıl hepimize bol umut, sağlık, şans, huzur ve bol sevgi getirsin... Sevgiyle kalın hepiniz...
- Muhabbet Çiçeği
- Çoğu zaman duygusal, bir o kadar neşeli. . Hep umut dolu , sevgi dolu. Mutluluğun paylaşmaktan geldiğine inanan tomurcuk bir çiçek :)